TCK MADDE 233

TCK MADDE 233; 

Bu madde ile 'Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali Suçu' düzenlenmiştir. 

TCK Madde 233 ile düzenlenen söz konusu suçun hukuki yaptırımı aynı zamanda TMK mad. 197 ile de düzenlenmiştir. 

Söz konusu suçun hukuki ve cezai yaptırımlarına bu bloğumuzda değinmek gerekirse; 

TCK Madde 233 ile 'Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır, hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir,.' olarak düzenlenmiştir. 

Görüleceği üzere, TCK Madde 233 sadece evlilik birliğini değil aynı zamanda evlilik dışı hamile kalınması durumunu da açıkça düzenlenmektedir. 

Söz konusu suçun biraz da hukuki yaptırıma değinmek gerekirse; TMK Madde 197 ile 'Eşlerden biri, ortak hayat sebebi ile kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine, birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerinin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.' şeklinde düzenlenmiştir. 

Türk Medeni Kanunu Madde 197’ye göre hamileyken eşi tarafından terk edilen ama boşanma istemeyen kadın, davada öncelikle varsa diğer çocukları ve kendisi için tedbir nafakası isteyebilmektedir ve henüz doğmamış olan çocuğu için ise, doğum gerçekleştikten sonra nafaka isteme hakkına sahiptir. Ayrıca, birlikte yaşadıkları ev ve evin içinde var olan eşyaların kendisine ve varsa başka çocuklarının kullanımına bırakılmasını talep edebilecektir. Hamile olduğu halde terk edilen eşe TMK'nun sunduğu diğer hak ise, ister kanunlarda belirtilen sebepler ister terk edilmesinden dolayı, onu terk eden eşe boşanma davası hakkıdır. Hamileyken terk edilen kadın, boşanma davası açtığında davaya bakmakla görevli hakim, terk edilen eşin barınmasına, geçinmesine, mal yönetimleri ve çocuk bakımı için resen önemler alır. Ayrıca hamile olan eş, açtığı boşanma davasında kendisi için tedbir ve yoksulluk nafakası, çocuk/ları için tedbir ve iştirak nafakası ve maddi ve manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir. Ayrıca şu hususu da belirtmek isteriz ki; çocuk/ları için tedbir ve iştirak nafakası doğmuş olan için istenir. Henüz doğmamış olan çocuk için nafaka talep edilemez ve doğumdan sonra çocuğun doğduğu tarihten itibaren nafaka istenilebilir. Söz konusu davalarda görevli mahkeme, Aile Mahkemeleridir. 

Yukarıda da belirttiğimiz üzere; TCK ve TMK ile sadece evli olan taraflar açısından değil, evli olmayan taraflar açısından da haklar bulunmaktadır. Şöyle ki; 

Resmi nikah olmadan birlikte yaşama halindeyken hamileyken terk edilmek kadının TMK'nun sunduğu boşanma hakkından da nikah olmadığı için faydalanamaz. Bu durum kadının evliyken terk edilen kadının sahip olduğu haklardan yoksun bırakmakta olup, bununla birlikte evlilik dışı birliktelikler için de düzenlemeler yapılmadığı anlamına gelmez. Yargıtay, resmi bir nikah olmasa bile evlilikten beklenen bir birlikteliğin, aile ortamının meydana getirildiği ispatlanırsa, birliktelikteki kişiye haklar verir ve birliktelikteki kişi bunları talep etme hakkına sahip olmaktadır. Hamileyken terk edilen evlilik dışı hamile kalan kadının hakları açısından bakıldığında çocuk dünyaya geldikten sonra terk eden eş çocuğu nüfusuna aldırabilir. Çocuğu noterler, mahkeme, nüfus müdürlükleri veyahut konsolosluk aracılığıyla nüfusuna alabilirler. Çocuğu nüfusuna alan kişi, çocuğun maddi ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür ve eğer ki karşılamıyorsa kadın hem kendi hem de çocuğa nafaka bağlanmasını talep edebilir. 

Hamileyken terk edilen kadın, birlikte olduğu kişi tarafından müşterek çocuk doğduktan sonra müşterek çocuğu tanımadığı takdirde doğum öncesi veya sonrası babaya karşı 1 yıllık hak düşürücü sürede babalık davası açabilir. Bu davada görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Baba ve çocuk arasındaki soy bağını belirlemek için mahkemece Dna testi yaptırılır. Eğer DNA testi için doku verilmek istenilmez ise,  mahkeme onun resen babalığına karar verebilme yetkisine sahiptir. Çocuğun miras ve aile hukukundan doğan hakları babalık kararının kesinleşmesiyle devreye girer. Ayrıca anne doğumdan önceki ve sonraki 6 haftalık geçim masraflarını, doğum masraflarını, hamileliği ve doğumun gerektirdiği tüm masrafları talep etme hakkına sahiptir. Tüm bunlarla birlikte hamileyken terk edilen nikahsız birliktelikteki anne mahkeme kararının kesinleşene kadar hem kendisi hem de çocuğu için tedbir nafakası da isteyebilir. Türk Medeni kanununda, kadının manevi tazminat talebinin, babalık davası içinde değerlendirilmemektedir. Ancak hamile sevgiliyi terk etmek TBK ile düzenlenen haksız fiil sorumluluğu içerisinde yer alan, kadın ve erkeğin arasında ki ilişki bir evlilik birliğinden beklenen aile ortamının ve ortak yaşamın sağlandığı kanıtlandığı takdirde, kadının terk edilerek, duygusal kişilik hakkının ihlal edildiği ve zarar verdiği gerekçesiyle dava açılabilir. Bu davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. 

Acil Soru ve Bilgi Almak için Bizimle İletişime Geçin